Aile Üyelerinin Yeniden Tanıştığı Dönem: İlk Gençlik

Birey içinde doğup büyüdüğü kültürel, sosyal, ekonomik ortamın dışında yükseköğretim sürecinde çok farklı ve yeni bir kültürel yapı ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bu farklı deneyimlere uyum sağlayabilmek, geçmiş yaşantılarla bütünleştirildiği sürece kolay olacaktır.

Sosyal hayatta ilişki ağı içerisinde birey, kişiler ile kurduğu iletişimde farklı iletişim şekilleri ve becerileri gerektiğini keşfeder. Sosyal ilişkiler geliştirmenin oldukça önemli olduğu bu dönemde aile ilişkilerinde de değişimler yaşanması kaçınılmazdır.

Ebeveynlerin sağladığı güvenli alandan yavaş yavaş çıkarken birey kendini yapılandırmaya başlamaktadır. Birey artık anne babadan bağımsız olma, kendini keşfetme, bağımsızlığını kazanma, sınırlarını belirleme gibi kendi kimliğini oluşturma mücadelesi vermektedir.

Gelişim döneminin bu basamağında genç bireyler sık sık duygusal iniş çıkışlar yaşamaktadır. Bu karmaşık ruh hali bireyin kendisini etkilediği kadar çevresini de etkiler. Bu etkileri en çok aile içerisinde gözlemlemekteyiz. Bağımsızlaşma ve yetişkin olma sürecinde ilk tepkinin aileye karşı verilmesi kaçınılmazdır. Genç birey hayatla mücadele ederken kendi sınırlarını, gücünü, yapabileceklerini görmek isteyeceği için bugüne kadar otorite figürü olan, çocukluk döneminin her şeyi bilen, güçlü, koruyucu anne baba figürü artık değerini kaybeder, beğenilmez ve anne babanın yaptıkları eksik görülür. Artık yetişkin rollerini kendisi üstlenmek istediği için anne babanın sundukları terk edilir. Bu kolay bir terk ediş değildir. Bu genç birey için de anne baba için de hem zorlu hem de zorunlu bir ayrılık sürecidir. Ayrılık sürecinde genç bireyler aileden bağımsızlaşmak ve onlardan farklı olmak isterken aynı zamanda ailenin desteğine ve onayına da ihtiyaç duymaktadırlar. Bazı ebeveynler ise çocuklarını yetişkin olma yolunda desteklemek yerine onların kendilerine olan bağımlılığını sürdürmelerine çabalar, umutsuzluk ve mutsuzluk yaşayabilirler.

Gelişim evresinin en çok mücadele verilen bu döneminde aile ilişkilerini sağlıklı yürütebilmek anne baba kadar çocuğun da sorumluluğundadır. Karşılıklı iletişim kurmanın zor olduğu bu süreçte iletişim kurmaktan kaçınmak, sürekli beklenti içinde olmak, ön yargılı davranmak, şiddet veya anne babayı cezalandırıcı davranışlar sergilemek ilerleyen süreçte bireyin ruhsal gelişimine ve ilişkilerine zarar verecektir. Anne babanın kaygılarını anlayabilmek ve onları yatıştırmak, anne babanın çocuklarının kaygılarını yatıştırması kadar önemlidir.

Aile ilişkileri sağlıklı olduğu zaman aile üyeleri hayata karşı daha pozitif olur. İlişkilerini daha doğru kurar ve sürdürür. Aile ilişkileri gencin davranışlarının ve kimliğinin üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. Genç bireyin empati yeteneği, problem çözme becerileri, kendine ve başkalarına güven duygusu, farklı toplumsal rolleri ve farklı ilişki modelleri geliştirebilmesi aile üyelerinin birbirleriyle olan etkileşimi ile doğrudan ilişkilidir.

Zaman zaman aile iletişiminde kopmalar yaşanması doğaldır. Önemli olan bu kopuşları çözüme kavuşturabilmektir. Aile içinde iletişim problemleri, huzursuzluklar, aile üyeleri tarafından anlaşılmamak gibi durumlarda genç yetişkinler olarak sizler de çözümde rol almalısınız. Öncelikle yaşanan durumlara sadece kendi tarafınızdan değil karşı tarafın gözünden de bakmaya çalışın. Yaşanan bütün duygu durumları önemli ve özeldir. Bu nedenle duygu ve düşüncelerinizi aileniz ile paylaşın. Aile üyeleri ile iletişim kurarken iletişim dilinize özen göstermek, karşılıklı saygı sınırını aşmamak önemlidir. Paylaşılması gerektiğini düşündüğünüz konuları biriktirmeyin, uygun yer ve zamanda aklınızdakileri paylaşın. Çok fazla konuyu aynı anda çözmeye çalışmak faydalı olmayacaktır. Aile üyelerine değer verdiğinizi hissettirin, onlara sevgi ile yaklaşın, sözel olarak da bunu ifade edin. Aile üyeleri arasında da belli sınırlar vardır. Bu sınırları aşmayın, insanların yaşamlarını denetlemeye ve yönlendirmeye çalışmayın, aynı zamanda siz de sınırlarınızı anlaşılır bir şekilde ortaya koyun. Mükemmel olmaya çalışmayın aynı zamanda aile üyelerini de mükemmel hale getirmeye çalışmayın. Sosyal ve akademik sorumluluklarınızın yanında aile içi sorumluluklarınızı da yerine getirin. Soruna neden olan konular hızlı bir şekilde çözülmeyebilir sabırlı olun ve ailenizle iletişiminizi sürdürün.

Aile içi iletişim konusunda daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bir uzmana danışabilirsiniz. PDR Birimi yaşadığınız sorunlarda yıl boyunca yanınızda olacaktır.

KAYNAKÇA:

  • Yurtseven, Filiz ve Paker, Murat (2015), Üniversitede Psikolojik Danışmanlık El Kitabı (İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları)
  • Kuzgun, Yıldız (2016), Rehberlik ve Psikolojik Danışma, (Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık)

PDR Uzmanı Burcu Gök’ün tüm yazılarını okumak için tıklayın…